10 Ekim 2013 Perşembe

"10 Şeker Yönetmen Aranıyor"


Anadolu ve Maltepe Üniversiteleri ve Türkiye Diyabet Vakfı öncülüğünde diyabet konusunda kamuoyunda farkındalığı arttırmak ve tedavinin önemine dikkat çekmek amacıyla " 10 Şeker Yönetmen Aranıyor" başlıklı kısa film yarışması düzenleniyor. 

Bilindiği gibi Türkiye’de diyabet, 20-80 yaş grubunun en önemli sağlık sorunu. Ülkemizde her 100 kişiden 7’sinde diyabet var. Önlem alınmazsa, 2030 yılına gelindiğinde her 100 erişkinden 12’sinde diyabet görülecek. 

Dünya Sağlık Örgütü’nün son açıkladığı kararda, insanlık tarihinde ilk kez diyabet gibi bir kronik sağlık sorununun, AIDS gibi bulaşıcı hastalıkların neden olduğu salgınların boyutuna ulaştığı vurgulandı. 


Dünya genelinde 2010 yılında erişkin nüfusun yüzde 7’si diyabet hastasıyken, 2030’da bu oranın yüzde 9’a ulaşacağı öngörülüyor. 




Türkiye’yle ilgili istatistikler de diyabetin 20-80 yaş grubunda en önemli sağlık sorunu olduğunu  gösteriyor. Halen ülkemizde her 100 kişiden 7’sinde diyabet var. Önlem alınmazsa 2030 yılına gelindiğinde erişkin nüfusta 100 kişiden 12’sinde diyabet görülecek.



Bu bağlamda yapabileceğimiz en önemli şey kamuoyu farkındalığı yaratacak bu ve bunun benzeri çalışmaları yaymak, yaygınlaştırmak olacaktır.




Detaylı bilgi için: http://www.10sekeryonetmen.com/

8 Ekim 2013 Salı



Annelerimizin sofralarının vazgeçilmezlerindendir kereviz;  

Maydanozgiller Apiaceae familyası içinde, batı ve kuzey Avrupa sahil bölgelerinin ve özellikle de bu bölgelerin çukur ve sazlık kesimlerinin yerlisi olduğu kabul edilen, kökü vaprağı yenilebilen, iki senelik bir bitkidir. Yaprakları bir metreye kadar boy atabilir. Çiçekleri krem rengine çalan beyaz renkte, 2-3 mm. çapındadır. 

Eski Yunan uygarlığınca iyi bilinen bir bitki olan kerevizin gıda olarak kullanımının ilk izlerine Sisam adası kalıntılarında rastlanmıştır. Homeros'un İlyada'sında atların Troya yakınlarındaki sazlıklarda yetişen yaban kerevizi ile otlandıkları dizesi yer almakta, Odissea'da Kalipso'nun mağarasının yakınında yine yaban kerevizi yetişmektedir.
Oldukça besleyici bir sebze olan kereviz A, B ve C vitaminleri ile başta fosfor olmak üzere çinko, bakır, mangan ve selenyum minerallerini içerir. 



Kaynaklar:

3 Ekim 2013 Perşembe

Ramazandan Sonra Beslenme Düzeni

 Hayatımızın her döneminin vazgeçilmezi olan beslenme özellikle belli dönemlerde daha bir rağbet görüyor. Geçtiğimiz ay diğer aylara nazaran biz diyetisyenlerin tv, radyo ve gazetelerde önerileriyle daha çok  karşılaştınız. Bu ayda bizlerden en çok duyduğunuz cümle yavaş yavaş yemek ve mümkünse yemeğe 5-10 dakika ara verip sonra devam etmek. Bu bütün bir gün aç kalan mideyi tıka basa doldurup eziyet etmemek ve doyduğumuzu anlamak için iyi bir yöntem. Ramazan beslenme alışkanlıklarımızın gözden geçirilip değişiklikler yapılması için bir fırsattı. Özellikle aç olmadığı halde yemek yiyen veya doyduğu halde israf olur düşüncesiyle yemek yemeğe devam edenler için. Hayatımızın her döneminde olduğu gibi ramazanda da yeterli ve dengeli beslenmeye çalışabildiyseniz sindirim ve mide ile ilgili rahatsızlıkları en az sayıda yaşamışsınızdır diye düşünüyorum.

  Ramazan boyunca uzun açlıklara alışan metabolizmamızın hızında biraz düşme olacaktır. Bayram ve bayram sonrası beslenmemize dikkat etmezsek ani kilo artışlarıyla karşılaşabiliriz. Midemizin dinlendiği ramazan ayından sonra gelen bayramda eş dost ziyaretlerinde umarım  nasıl olsa ramazandan çıktık, diye aşırılıklara kaçmamışızdır. Ramazan sonrası ve yaz aylarında  beslenme  ile ilgili  nelere dikkat etmeliyiz onlara bir bakalım.
*Her dönemde olduğu gibi yeterli ve dengeli beslenme. Yani 4 besin grubundan (Süt ve süt ürünleri, et, yumurta-kuru baklagil grubu, sebze ve meyve grubu, ekmek ve tahıl grubu) ihtiyacımız kadar tüketmek. Her besin grubunun vücuda ayrı ayrı yararları vardır.
*Günün en önemli öğünü kahvaltıyı atlamamak ve geç saatlere bırakmamak
*Azar azar ve sık sık yemek yemeli çok uzun süre aç kalmamalıyız. Özellikle kan şekerinizde ani düşmeler yaşayıp arkasından tatlı krizleriniz oluyorsa.
*Sıcaklık ve nemin yüksek olduğu yaz aylarında terle birlikte su ve mineral kayıpları artacağından her gün 2-2.5 litre su
*Asitli ve gazlı içecekler yerine ; süt, ayran, meyve ve bitki çayları tercih etmek
*Yağlı besinler ve yağda kızartmalardan kaçınmak
*Pişirme yöntemi olarak ızgara, buğulama, haşlama veya fırında pişirme
*Yaz aylarına özgü sebze ve meyveleri vücut direncimizi artırmak ve yeterli mineral ve vitamin almak için düzenli almak
*Şeker ihtiyacımızı tatlılar yerine meyvelerden karşılamaya çalışmak
*Tatlı tercihimizi sütlü tatlılardan yana kullanmak özellikle yazın tüketimi artan dondurma tercih edilebilir. Tabi kalori değerleri çok yüksek olamayanları tercih etmekte yarar var.
*Doygunluk hissi oluşturmak için ekmek de tam buğday unundan yapılmış olanları tercih etmek
*Kışa nazaran azalan çorba tüketimimizi artırmak için ;sıcak çorbalar yerine soğuk yoğurt çorbaları tercih etmek
*Yemek porsiyon miktarlarımızı azaltmak. Tabak küçük olursa ağzına kadar dolu bir tabak mideden önce gözümüzü doyurur.
*Özellikle bağışıklık sistemimiz için balık tüketimini ihmal etmemek
*Sindirimle ilgili bir sorununuz yoksa haftada 1-2 kez kuru baklagil tüketmek
Tatile çıkacak olursak açık büfeler için ;
*Yemek çeşitliliği sağlayarak, azar azar tüketmeliyiz
*Tabağımızı özellikle salata ve sebze çeşitleriyle doldurmalıyız.
*Yağlı yiyeceklerin tüketiminden kaçınmalı, yiyeceğimiz zamanda  özellikle suyunu almamalıyız.
Egzersiz için birkaç öneri ;
*Aç karna spor yapmamaya çalışın. Spordan 1 saat önce bir öğün alın.
*Açık havada spor yapacaksanız sabah erken saatler veya akşam serinliğinde yapmayı tercih edin.
*Egzersize başlamadan 15 dakika önce 1-1,5 su bardağı, egzersiz sırasında her 15 dakika yarım su bardağı su için.
*İhtiyaçtan fazla su içmenin ödem,bulantı ve kalsiyum azalmasına sebep olacağını unutmayın.
*Bir yerlere gelip giderken kısa mesafelerde araba yerine yürümek, asansör yerine merdiven kullanmalıyız.
*Fiziksel aktivitemizi artırdığımızda fazla kilolardan kurtulabildiğimiz gibi  kemik, kas ve kalp sağlığımızı da korumuş oluruz.
 Yeterli ve dengeli beslenme bazı ay ve dönemlere özgü değil, her zaman uygulandığında beslenmeye bağlı sorunlarının özellikle şişmanlığın önüne geçmiş oluruz.
Her şeyden yiyin ama ihtiyacınızdan fazlasını yemeyin.
Dyt. Azize Tavaslı Tura
Not: Önerilerimiz toplumun geneline özgüdür, kendi sağlıklı beslenme programınızı oluşturmak konusunda bir diyetisyenden yardım alabilirsiniz.

sems-i TUBA Dergisi Sayı 11 Ağustos 2013 

2 Ekim 2013 Çarşamba

Roybos Çayı:






Kış İçecekleri -2-

Roybos Çayı:

Kırmızı Çay olarak bilinen Roybos; Sinirsel Gerginlik, Alerjiler ve Sindirim Sorunlarının giderilmesinde kullanabileceğimiz bir çaydır. 

Antioksidan etkisinden dolayı; Kanser, Kalp ve Damar Hastalıkları, Enfeksiyonlu hastalıklar, ve Bağışıklı Sistemi üzerinde de olumlu etkileri vardır.

İçeriği:

Tanenler, Flavonoitler, Kersetin, Luteolin, Rutin, İzokersitrin, Mineraller.

1 Ekim 2013 Salı

Kış geldi diye hemen hasta olacak değiliz!

Kış geldi diye hemen hasta olacak değiliz!

Soğuk algınlığı, grip ve türevlerine teslim olmamak için zencefil gibisi yok. Bir bardak kaynar suya, bir nohut tanesi kadar zencefili rendeleyin. 5-10 dakika demlenmeye bırakın. Bal ve limonla tüketin.