23 Temmuz 2012 Pazartesi

"Ramazanda Sağlıklı Beslenme"

Hilal Tv'de 2010 yılı  Ramazan ayında  yayınlanan ;
"Ramazanda Sağlıklı Beslenme" konulu televizyon sohbetimize aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

Bölüm 1
Bölüm 2

17 Temmuz 2012 Salı

Yeterli Ve Dengeli Beslenme


 “A'dan Z'ye Diyet”
                                                 “Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun  ”
                                                                                                                                  Hipokrat


   Beslenme anne karnında başlayıp ömür boyu  devam eden bir süreçtir.  Büyüme,gelişme sağlıklı ve üretken olarak yaşamın sürdürülebilmesi için bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Karın doyurmak ve ya açlık duygusunu bastırmak beslenme değildir. Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılmasıyla yeterli ve dengeli beslenme sağlanabilir.  Beslenme  alışkanlıkları çok çeşitli hastalıklara neden olabileceği gibi, bu hastalıkları önleyebilir. Araştırmalar bazı beslenme tarzlarının ve besinlerin anında tedavi edici faydalar sağladığını ortaya koyuyor.

 
Yetersiz beslenme durumunda, bazı besin öğelerinin yetersizliğine rastlanabilir, yeterli enerji oluşamaz ve vücut dokuları yapılamaz. Kendinizi halsiz yorgun hissediyor sürekli bir uyuma eğiliminde bulunuyorsanız  veya ağızda  yaralar çıkıyor, çok fazla saç dökülmesi yaşıyorsanız bunların nedeni beslenme alışkanlıklarınız olabilir.

   Dengesiz beslenme  durumunda; besin öğeleri gereğinden fazla alınır, fazla alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak birikir ve sonunda şişmanlık oluşur. Şişmanlık tedavi edilmediğinde kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker(Diabet) hastalığı, kanser (meme, endometriyum, mide ve kolon kanseri) safra taşları ve böbrek taşı, yağlı karaciğer, yağlı hepatit ve yağlı siroz, astım, bel ve boyun fıtığı, kalça, diz ve omurga osteoartriti gibi hastalıklara yol açabilmektedir.





   Kimi zaman ayak üstü, kimi zaman iş yoğunluğundan dolayı acelece veya televizyon karşısında ne yediğimizi bile bilmeden yediğimiz her bir besin bizim ilacımız olabileceği gibi zehrimiz de olabilir. Hangi besinden ne miktarda yiyeceğimiz yaş, cinsiyet, yaşam tarzına göre değişiklik gösterse de genel bir beslenme düzeyinin sınırlarından bahsedebiliriz. Öncelikle 4 besin grubumuzdan yani süt ve türevleri, et-yumurta kuru baklagil grubu, ekmek ve tahıl grubu, sebze ve meyve grubundan günlük ihtiyaca göre çeşitlilik sağlanmalı.

Süt ve Türevleri
Süt, yoğurt, peynir, çökelek vb. Protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 vitaminlerinden zengindir.
*Sağlıklı kemik ve diş gelişimi için önemli besin grubudur.
*Yetersiz alımı sonucunda vitamin eksiklikleri görülebilir.
Bir porsiyon ölçüsü; 1 su bardak süt veya yoğurt veya 2 kibrit kutusu büyüklüğünde peynirdir.
Kişisel farklılıklar olsa da genel olarak ;
Yetişkin bireyler 2 porsiyon.
Çocuk,  adolesan, gebe ve emzikli kadınlar ve menapoz sonrası kadınlar 3-4 porsiyon tüketmelidir.

Et, Yumurta,Kuru Baklagil Grubu
Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, protein, B vitaminleri, demir, çinko, fosfor, magnezyumdan zengindir. Kuru baklagiller posadan zengindir
*Büyüme ve gelişmeyi sağlar
*Kan yapımında ve hastalıklara karşı direnç kazanılmasında görevleri vardır
Bir porsiyon ölçüsü; 2-3 köfte kadar et, tavuk, balık veya 2 adet yumurta veya 1 tabak kuru baklagil yemeği veya 30 gram yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, badem vb)

Kişisel farklılıklar olsa da genel olarak ;
Yetişkin bireyler herhangi birinden veya birkaçından her gün 2 porsiyon.
Çocuk, adolesan, gebe ve emzikli  kadınlar 3 porsiyon tüketmelidir.

Sebze ve Meyve Grubu 
Bileşimlerinin önemli kısmı sudur. C vitamini,B vitamini, A vitamini öncüleri, demir, magenzyum ve E vitamininden zengindir.
*Büyüme ve gelişmeye yardımcıdır
*Deri ve göz sağlığı için önemlidir
*Hastalıklara karşı vücut direncinin artırılmasında etkilidir.
*Kan yapımı için gereklidir
*Bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olurlar
*Hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlar.

Bir porsiyon miktarları; 1 orta büyüklükte elma,portakal veya 1 tabak sebze yemeği
günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir.
Günlük alınan sebze ve meyvelerin en az 2 porsiyonu yeşil yapraklı sebzeler veya domates veya turunçgiller olmalıdır.

Ekmek ve Tahıl Grubu
Buğday, pirinç, mısır, çavdar, yulaf gibi tahıl taneleri vb,bunların unları bulgur ,yarma, makarna, şehriye bu gruptadır. Karbonhidrat (kompleks karbonhidratlar) protein, B vitaminleri (B12 vitamini dışında bütün B grubu vitaminlerinden zengindir) posa yönünden zengindir.
Bir porsiyon miktarları;  1 orta dilim ekmek veya  4 yemek kaşık makarna/pilav
Kişisel farklılıklar olsa da genel olarak ; 6 porsiyon tüketilmelidir.

Saf besinler şekerler ( görünen, besinin içerisindeki), yağlar
Şekerler; Enerji alımını arttırırlar. Diş çürüklerine neden olabilirler.

Yağlar; Enerji sağlar. Yağda eriyen vitaminleri sağlar ( A, D, E, K vitaminleri )
Besleyici özellikleri diğer gruplara göre düşüktür.

         YETERLİ VE DENGELİ BESLENME ÖNERİLERİ
*Besin çeşitliliği sağlanmalıdır.
*Öğün atlanmamalıdır.
*İdeal vücut ağırlığı korunmalıdır.
*Şeker ve tatlı tüketimi azaltılmalıdır.
*Posa alımı arttırılmalıdır.
*Sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır.
*Düşük yağlı ve düşük kolesterollü besinler tüketilmelidir.
*Yüksek kalsiyumlu besinler tüketilmelidir.
*Tuz tüketimi azaltılmalı, tüketilen tuz İYOTLU TUZ olmalıdır.
*Sıvı tüketimi arttırılmalıdır.
*Fiziksel aktivite arttırılmalıdır.
*Ağız ve diş sağlığına dikkat edilmelidir.
*Kesinlikle sigara içilmemelidir.
*Besinler doğru hazırlanmalı ve doğru pişirilmelidir.

Unutmayınız;
“YETERLİ VE DENGELİ BESLENME  SAĞLIĞIN TEMELİDİR.”

                                                                        Dyt. Azize Tavaslı Tura
                                                                                                                   

13 Temmuz 2012 Cuma

Düzenli Beslenme Çok Önemli



Çayırova Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından sürdürülen eğitim ve sağlık seminerleri kapsamında 2012 yılının ilk sağlık semineri gerçekleştirildi. 

   2011 yılı içerisinde bazı sağlık kuruluşları ile ortak çalışmalar yaparak vatandaşların sağlık konusunda bilinçlenmesi ve sağlıklı yaşama dair pratik kurallar konusunda bilgi sahibi olmaları için düzenlenen sağlık seminerleri devam ediyor. Sağlık seminerlerinin bu haftaki konuğu olan Uzman Diyetisyen Azize Tavaslı Tura Sağlıklı Beslenme ve Diyet konusunu ele aldı. Sağlıklı belenme konusunda önemli konulara değinen Tavaslı sağlıklı beslenmenin önemini vurgularken az ya da çok yemek yemenin sağlıklı beslenme ile alakalı olmadığına değindi. Düzenli beslenme en sağlıklı beslenme şeklidir diyen Tura, diyet konusunda da mutlaka bir uzman eşliğinde diyet yapılması gerektiğini vurgulayarak, kontrolsüz ve yanlış diyetler telafisi olmayacak sorunları tetikleyebilir dedi. 

kaynak: http://www.cayirova.bel.tr/Default.aspx?pageID=361&nID=1762&gpid=2#PhotoGallery

Şişmanlık çocuklukta tedavi edilmeli



Türkiye'de 13 yıl aradan sonra yapılan bir bilimsel çalışma, Türk insanının kilosunun yanı sıra bel ve kalça çevresi genişliğinin giderek arttığını ortaya koydu. Bununla birlikte diyabet hastalığı görülme sıklığının da neredeyse iki katına çıktı. Peki, şişmanlığın nedenleri ve korunma yolları nedir? Sürekli kilo alan insanın obezite olma riski nedir? Hangi hastalıklara neden olur? Konu ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Diyetisyen Azize Tavaslı Tura bakın neler söyledi.
ŞİŞMANLIK ÇOCUKLUKTA TEDAVİ EDİLMELİObezite; sağlıksız yeme alışkanlıkları, öğün atlama, çok düşük enerjili diyetler, yetersiz fiziksel aktivite nedenleriyle, her geçen gün artan bir halk sağlığı sorunudur. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde görülme sıklığı da her geçen gün artan obezite çocukluk çağında da oldukça yaygındır. Çocukluk çağındaki şişmanlık eğer tedavi edilmezse ileri yaşlara yansır ve yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi hastalıklara zemin hazırlar.
YEMEK YERKEN DE ÖRNEK OL
Obezitenin tedavisinde ve önlenmesinde çocukların, ailelerin ve öğretmenlerin yeterli ve dengeli beslenme konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Çocukluk ve gençlik, alışkanlıkların kazanıldığı önemli dönemler olduğu için, bu dönemlerde sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması sağlıklı yetişkinlik dönemlerinin geçirilmesi ve yaşam kalitesinin arttırılmasına yardımcı olur. Çocuklar anlatılanı değil gördüklerini taklit ederler bu nedenle anne-baba ve çocuğun bakımından sorumlu kişinin olumlu yemek davranışı içerisinde olması gerekmektedir. 
Ailelere yönelik ;
* Çok farklı çeşitte besinlere yer verin. Çeşitli renkte ve grupta besinlerden uygun miktarlarda tabağına koyarak tüm besin gruplarından bir arada almasını sağlayın.
* Her gün mutlaka taze sebze ve meyve yemesini sağlayın.
* Çocuğa besin tercihi konusunda şans tanıyın.
* Sofrada herkes aynı yemekleri yerse çocuğun besini reddetme veya yememe gibi şansı kalmaz. Bu nedenle kendi beslenmenizde de sağlıklı yeme amaçları planlayın.
* Her besinin sağlıklı beslenmenin temel bir parçası olduğunu çocuğunuza öğretin.
* Sağlıklı beslenmeyi ve fiziksel aktiviteyi bir eğlence haline getirin.
*Çocuk zorla beslenmemeli, yemek zamanları stresten uzak rahat ortam olarak hazırlanmalı. Yemek porsiyonları annenin kendi ölçüsüne göre değil, çocuğun mide kapasitesine göre ayarlanmalı
Çocuklara yönelik birkaç öneri;
* Kahvaltı yapmadan güne başlamayın. Kahvaltı yapmadığınızda kendinizi güçsüz, yorgun ve halsiz hisseder, dikkat, çalışma, anımsama ve öğrenme yeteneğiniz azalır. Okul başarınız düşer. Kahvaltı güne sağlıklı başlamanız, öğrenme ve öğrendiklerinizi hatırlamanız için çok önemlidir.
* Her öğünde 4 temel besin grubunda yer alan yiyecekler tüketilmelidir. (Süt, et, taze sebze ve meyveler, ekmek ve tahıllar)
* Yemekleri yavaş ve iyi çiğneyerek yemeye çalışın.
* Televizyon ve bilgisayar karşısında daha az zaman harcayın. Sevdiğiniz spor dallarıyla ilgilenin.
* Çay, gazlı içecekler yerine evde taze sıkılmış meyve suyu, süt veya ayran tercih edin.
kaynak: http://www.on5yirmi5.com/genc/haber.23721/sismanlik-cocuklukta-tedavi-edilmeli.html
Aralık 2010'da katıldığım MPL TV'nin Kahraman Kadın adlı programını izlemek için linke tıklamanız yeterlidir.




http://mpltv.de/mpltv.php?action=arsiv&islem=izle&id=3496

Koşabiliyorken Koş Projesi


Gençlik ve Spor Bakanlığının ülke genelinde uygulamaya sunduğu Koşabiliyorken Koş projesi doğrultusunda yapılan çalışmalara özellikle ev hanımlarından yoğun ilgi var.
Kocaeli Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü antrenörleri Gülsu Çelik ve Emine Akova nezaretinde Gebze'de yapılan çalışmalara katılan bayan sayısında 170 kişiye ulaşıldı.

Yaklaşık 2 aydır devam eden çalışmalar haftanın 3 günü, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri Gebze Alaettin Kurt stadı ve Spor Salonunda yapılıyor.
​Bu proje kapsamında stad ve salonda yapılan çalışmaların yanında çeşitli etkinlikler ve seminerlerle vatandaşlara spor yaparak sağlıklı yaşama adım atmanın yanı sıra çeşitli bilgiler de verilerek bilinçlendirilmesi amaçlanıyor.

Bu çalışmalardan biri de sağlıklı yaşam ve diyet semineri oldu. Seminer Gebze Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü toplantı salonunda gerçekleştirildi. Seminer öncesinde Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürü Mücahit Sak tarafından bayanlara sağlıklı bir yaşam için yapılması gerekenler konusunda bilgiler verildi, 



​Ardından Merkez Hastanesi ile yaptığı işbirliği sonucunda gerçekleştirilmesi planlanan seminerlerden ilki yapıldı. Merkez Hastanesi diyet uzmanı Azize Tavaslı Tura tarafından verilen seminere  bayanlar yoğun ilgi gösterdi, 100 bayan seminerden faydalandı.Diyet semineri sunumun ardından soru-cevap şeklinde devam edilerek bitirildi.Katılımcı bayanlar memnun ayrıldılar. Bu tür programların artmasını rica ettiler.Mücahit Sak Merkez Hastanesi Başhekimi Hakan Höbek'e ve diyetisyen Azize Tavaslı Tura'ya teşekkür etti.


KAYNAK: http://kocaeli.gsb.gov.tr/Sayfalar/haberdetaylari.aspx?HaberID=290

Şişmanlığın gizli nedeni "Hipoglisemi"


Dünyada ve ülkemizde şişmanlık sorunu giderek artıyor. Uzmanlar şişmanlığın birçok nedeni olabileceğini söylüyor. Ortak görüşse şişmanlığın tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu yönünde…
Şişmanlıkla ilgili olarak son günlerde adını sıkça duymaya başladığımız terimlerden biri ise “Hipoglisemi”…
Bizlerde Hipoglisemi’nin ne olduğunu, belirtilerini ve gerçekten şişmanlığın nedenlerinden biri olup olmadığını ve konu hakkında merak edilen birçok soruyu Diyetisyen Azize Tavaslı Tura'ya sorduk.

Hipoglisemi nedir?
Kanda glikoz miktarının olması gereken normal aralığın altında olmasıdır. Kan glikozunun 60 mg/dl altındaki değere hipoglisemi denir. Nedenlerine ve diyet tedavilerine göre açlık hipoglisemisi,reaktif postprandial hipoglisemi, alimentar hipoglisemi ve diyabet hipoglisemisi olarak sınıflandırılabilir.
Açlık Hipoglisemisi: Altı saat veya daha uzun süreli bir açlığı takiben ölçülen kan şekerinin 60 mg/dl veya daha az olması.pankreasın beta hücrelerindeki tümörler,diğer endokrin bez tümörleri,hipotroidizm,karaciğer yetmezliği bazı ilaçların toksik dozda alınması durumlarında ortaya çıkar.

Reaktif Hostprandial hipoglisemi: Yemek yendikten 2-5 saat sonra kan glikoz miktarının normalin altına düşmesidir.
Alimentar Hipoglisemi: Midesi tamamen veya kısmen alınan kişilerde yemekten bir –iki saat sonra halsizlik,açlık hissi,bulantı,huzursuzluk,terleme belirtileri ile ortaya çıkan hipoglisemi türüdür.
Diyabet Hipoglisemisi: Vurulan insülin dozunun fazla olması,öğün atlama veya öğün saatini geciktirme,öğünlerde yetersiz besin alımı,egzersizin uzun sürmesi,şiddetinin fazla olması,ishal ve kusmayla yetersiz enerji alımı.
Hipogliseminin belirtileri nelerdir?
Hafif hipoglisemide çarpıntı, terleme, açlık, sinirlilik, halsizlik,ağır hipoglisemide ise baş dönmesi, bulanık görme,zihin karışıklığı,konuşma bozukluğu,garip davranışlar,istemsiz adale kasılmaları,koma hatta ölüm ortaya çıkabilir.
Kişinin hipoglisemi olup olmadığını anlamak için ne yapılmalıdır?

Hastanın, ailesinin ve doktorunun oldukça dikkatli olmasıyla ve işbirliği ile hipogliseminin tanısını koymak mümkündür. Tanı ve tedavide gecikme ileride tamiri çok zor komplikasyonlara ve hasarlara sebep olduğundan hipoglisemi hikayesi ve klinik seyri iyi saptanmalıdır. Tanı testleri olarak;
*Açlık kan şekeri birkaç kere ve değişik günlerde tekrarlanmalı
*Uzamış açlıkta kan şekeri ve serum insülin bakılmalı
*Oral glikoz testi ve test süresince serum insülin düzeyi bakılmalı
*İnsülin/glikoz oranının tespiti yapılmalıdır.
Hipoglisemisi olan bir kişinin bu nedenle aşırı kilo aldığı doğru mudur?
Hayır aksine dengesiz beslenme, uzun süre aç kalma, yanlış yapılan diyetler hipoglisemiye neden olur.

Hipoglisemi diyeti var mıdır? Varsa nasıl yapılmalıdır?
Öncelikle kişinin hipoglisemin nedeni bulunmalı ona uygun bir tedavi yöntemi seçilmelidir.
Açlık ve reaktif hipoglisemilerde;
*İnsülin salgılatıcı rafine şeker ve kolay emilebilen karbonhidratlardan kaçınıp, hastalara lifli gıdalar ve kompleks karbonhidratlar verilmelidir. Örnek verecek olursak kişi rafine edilmiş beyaz undan yapılmış ekmek kullanmak yerine,tam tahıllı veya çavdar ekmeği kullanmalı.Meyvenin suyunu içmek yerine meyveyi yiyerek posasından da yaralanmalıdır.
*Kan şekerinin hızlı yükselmesine neden olan glisemik indeksi yüksek (patates , pirinç,mısır,kuru üzüm) uzak durmalıdır.
*Yemekler az az, sık sık yenmeli.
* Basit karbonhidratlar sadece şeker düşüklüğü yaşandığında tüketilmelidir.
Özellikle insülin kullanan diyabetliler ekmek ve meyveyi ara öğünlerde tek başına tüketmemelidir. Tek başlarına yenildiklerinde içlerindeki şeker çok hızlı emilecektir.
Beraberlerinde protein içeren (süt, yoğurt,ayran,peynir,yumurta,et vb) besinler alınmalıdır.
*Bir öğünde proteinli besinler, lifli besinler ve az miktarda yağ bulunuyorsa glukoz (kan şekeri) emilimi yavaşlayacaktır.
* Su alımı kesinlikle ihmal edilmemelidir. Günlük su gereksinimi 8 bardak kadardır.
* Egzersiz kontrollü yapılmalıdır. Uzun süreli, ağır egzersizler şekerin düşmesine yol açabilir.
*Tüm yağlı yiyeceklerden uzak durmalı (kaymak, krema, mayonez, yağlı etler, sakatatlar, sucuk-salam sosis - pastırma vb.)
*Kuruyemişlerin tüketim miktarına dikkat etmeli (ceviz ve fındık uygun miktarlarda alınabilir)
Hipoglisemi diyetini uygulayarak bu kişiler için kilo vermek mümkün müdür?
Kişiye özgü uygun beslenme
Kişiye özgü egzersizle, Evet verilebilir…

Diyetisyen Azize Tavaslı Tura

kaynak: http://haber5.com/ailesaglik/sismanligin-gizli-nedenihipoglisemi